4 Eylül 2009 Cuma

FİLM NOTLARI - 4

CAPE FEAR (1991)

Yine bir Martin Scorsese filmi... Ama bu sefer gangster değil, gerilim. Robert De Niro bir psikopatı canlandırıyor. Evet rol yapmıyor, resmen yaşıyor. Filmin hikayesi de iyi sayılabilecek düzeyde. Görsel anlamda çok bir şey vaad etmese de, hatırı sayılır bir film olduğu kesin.

CASİNO (1995)

Martin Scorsese'nin tarzını Goodfellas'tan sonra en iyi yansıtan filmi. Her zaman olduğu gibi başrolde yine Robert De Niro ve Joe Pesci var, extra olarak de çıtır Sharen Stone. (1995'ten bahsediyorum, günümüzden değil) Ancak film sinematografi olarak hikaye kurgusunun bir adım önünde. Kamera açıları, hareketleri, ışıklar ve tabi ki kalabalık ve zor prodüksiyon. Zaten büyük yönetmenlerin büyüklükleri de kalabalık ve çetrefelli prodüksiyonların altından kalkabilmesinden gelmektedir.

Örneğin, Ridley Scott'un Black Hawk Down filminde yakın planda 2 asker konuşurken arkada bir ordu sevkiyatı yaşanması... Coppola'nın The Godfather Part II filminde Robert De Niro'nun omzunda sepetle pazara girdiği sahne... Yine Coppola'nın Apocalyps Now'daki Napalm sahnesi... Spielbergin Saving Private Ryan'daki açılış sekansı... Bunlar hep büyük yönetmenlerin işleridir.

İşte Scorsese de Casino'da bu işi en orta kalitesinde icra ediyor. Film 3 saat ama, izlerken sıkıldım diyen biri varsa burada hesaplaşmaya hazırım... :)

USUAL SUSPECTS (1995)

Fiuuvvv.... Waaooowww... Ben ömrümde böyle final görmedim... İMDB Top 250 'de ne aradığını son 5 dk'ya kadar anlamadım. Ama film bittiğinde olduğu yerden daha iyisini hakettiğine inandım.

ANGELS & DEMONS

Kitabını daha önce okumuştum. Filmi ilk anons edildiğinde de merakla beklenenler listesine almıştım. Özellikle senaryosunu David Koepp'in yazdığını ve yönetmenliğini Ron Howard'ın yaptığını duyunca merakım artmıştı. Nitekim bu merakıma da değdi diyebilirim. Sinemasal anlamda güzel ve heyecanlı bir 2 saat... Kitaba nispeten bağlı kalınmış ama, bu uyarlama olaylarında insanların yanlış bir bakış açısı var.

"Film, kitaba bağlı kalmamış, o yüzden güzel değil"

Böyle bir şey olabilir mi ya? Zaten roman ve sinema her ne kadar iç içe gibi görünselerde teknik anlamada faklı kulvardadırlar ve çalışma alanları tamamen birbirine uzaktır. Bu filmi çekenler kitabın aynısını çekmiyorlar ki, kitaptan uyarlama bir senaryoyu çekiyorlar. Uyarlama senaryolar senaryo hocalarına göre 4 kısımdır:

1-Kitap, tamamen senaryo yazım tekniklerine ve sinematografiye uygundur. Hiç bir yeri değiştirilmeden, dramatik yapıya dokunmadan senaryolaştırılıp filme çekilir.

2-Kitap, sinematografiyle edebiyat arasında bir yerdedir. Dramatik yapıda bazı oynamalar yaparak hikaye, senaryo yazım tekniklerine elverişli hale getirilir. Angels & Demons da bu şekildedir.

3- Kitap, sinematografiye uygun değildir, o yüzden sadece içindeki karakterler alınarak, farklı bir hikaye yazılır ve uyarlanır.

4- Hem karakterlerde hem de hikayede büyük oynamalar yaparak uyarlama yapılır. Burada karakterlerin isimleri farklıdır, olaylar kitaptaki gibi ilerler. Bu genelde pek kullanılmaz...

O yüzden uyarlama senaryoları ezbere ve aşırı öznel bir şekilde değerlendirmek yanlıştır. Yukarıdaki maddelere dikkat edilmesinde faydalar mülahaza edilmektedir.