29 Ağustos 2009 Cumartesi

FİLM NOTLARI - 2

SHAWSHANK REDEMPTİON (1994)

Aslında filmle ilgili çok fazla bir şey söylemye gerek yok. Zaten istatistiklerdeki konumu onu yeterince betimliyor. Stephen King'in romanından uyarlama bir filmdir kendisi. Özellikle esarete, cesarete, dostluğa, kararlılığa yaptığı göndermelerle belki de edebi bir metin niteliğinde. Morgan Freeman manyak bir adam. Bu kadar güzel çaresiz insan rolünün altından başka kimse kalkamaz.



PHİLADELPHİA (1993)

Tom Hanks'e, en iyi actor oscarını kazandıran film. Denzel Washington ile birlikte döktüre döktüre bi hal oluyorlar. Özellikle Tom Hanks'in AIDS'li rolünü başarıyla itmam etmesi de Academy üylerinin dikkatini çekmiş. Zaten, zorlu süreçleri olan hastalıkları en iyi yansıtan oyuncular genelde Oscar'a layık görülüyorlar. (Rain Man'daki Dustin Hoffman'ın otistik rolünü hatırlayın)

Film için çok fazla bir şey denmez aslında. Gay'leri dışlamayın, onlar da bizim evladımız mesajını veriyor o kadar. Başka da bi şey yok.

ANNİE HALL (1977)

Woody Allen'e Oscar kazandıran film. Deane Keaton ile beraber oynuyorlar başrolde. Woody Allen'in Osman Sınav'a benzediği zamanlar. Ama ben filmden sonra şuna kanaat getirdim: Woody Allen tam bir manyak. Film boyunca aralıksız konuşuyor. Neden Oscar aldığını henüz çözemesem de eğlenceli bi film... Enteresan...

VANTAGE POİNT (2008)

Güzel, hoş ama her zaman ki gibi klasik aksiyon filmlerinden değil. Özellikle hikayesini anlatma tarzı güzel. Farklı bir şey denenmiş. Ama o sondaki ambulans sahnesinde yarıldım gülmekten.

GOODFELLAS (1990)

Gelelim Martin Scorsese'e... Bu adamın filmleri çok eğlenceli geliyor bana. Kendisi de Francis Ford Coppola gibi İtalyan asıllı olduğu için midir nedir, onun da objektifi hep Gangster dünyasında. Genelde yaptığı filmler piyasa filmi niteliğinde olsa da, içinde her zaman insani değerlere ilişkin bir sorgulama mekanizması çarkı dönüyor.

Goodfellas ise hikayesiyle, oyunculuğuyla sinema tarihine adını çoktan yazdırmış. Ben çok beğendim. Suç dünyasına ilişkin bir güzelleme... :)

THE DEPARTED (2006)

40 yıl sonra Martin Scorsese'e Oscar kazandıran film. 40 yıl sonra dediğim, Scorsese 40 yıl önce Oscar almadı. 40 yıldır Oscarlık filmler yapmasına rağmen bir türlü alamadı. İşlediği konular yüzünden Academy üyelerinin hep ters baktığı bir isim oldu. Ama şeytanın bacağını da kırdı en sonunda. Özellikle oyuncu kadrosu süperdir filmin. Ama The Departed eski başyapıtları kadar başarılı olmamasına rağmen Oscar almıştır ki, bu da Scorsese'nin talihi, ya da talihsizliği olsa gerek.

TAXİ DRİVER (1976)

Ben hiç birşey demiyorum. Araştırın, izleyin...

Scorsese'nin kendini aleme tanıttığı film. Robert De Niro... "Are you talking to me?" Çok yüzeyse ve basit görnmesine karşın içinde barındırdığı yüzbin tane anlamı sahnelerin içine, hatta oyuncuların gözlerine yedirmiş Scorsese... Helal olsun... Valla helal olsun. Ha bu arada, film, Cannes'te Altın Palmiye de almıştır. Hatta Amerika'da olay olmuştur. İnsanlar kahraman Travis Bickle gibi yeşil mont giyip, gangster avlamaya başlamışlar ve Scorsese'e bu yüzden dava açılmış... Demek ki böyle şeyler sadece biz de yaşanmıyormuş...

Hiç yorum yok: