14 Haziran 2007 Perşembe

Dizi Üzerine

Televizyon dizileri (dramalar) şu an ülkemizde şüphesiz en çok izlenen yayınlardan bir tanesi. Hem kültürümüzle eşdeğer bir çizgide ilerlediğinden hem de o dünyayi gerçekmiş gibi sunmasından dolayı bu kadar ilgi görür oldular. Ben de, kendimin bile henüz keşfedemediği bir nedenden dolayı dizi (drama) üzerine yoğunlaştım. Ve o gün bugündür dizileri izler, eleştirir oldum. Aslında güzel bir şey... Her ne kadar film yazmaktan çok çok farklı olsa da iki türün de çıkış noktasının aynı olduğu kanaatindeyim. Sonuçta film yazarken kullandığınız bir takım teknikleri dizi yazarken de kullanırsınız. Tam tersi de mümkündür. Ama aralarında mutlak bir fark olduğu kesin.
Dizi yazmak suya yazı yazmak gibi bir şeydir. Diziyi yazarsınız, o hafta içerisinde izlenir ve biter. Yazdığınız bölüm çekildikten sonra onu unutur ve diğer bölümü yazmanın telaşına düşersiniz. Haftalar birbirini kovalerken ilk yazdığınız bölümleri bile unutur olursunuz. Onlardan arta kalan sadece yorulmuş bir beyin ve döktüğünüz terdir. İşte filmle ayrıldıkları dönemeç burası.
Film yazmak çok ayrı bir süreçtir. Kafanızda oluşan hikayeyi bir süre işlersiniz. Konunuzla ilgili araştırma yaparsınız, not alırsınız, filminizde görmek istediğiniz sahneleri sıralarsınız. Her şey yavaş yavaş netleşmeye başladıktan sonra ilk izlenimlerinizi kağıda dökmeye başlarsınız. Önce snopsis gelişir. Ardından tretman gelir. Derken kendinizi sahneleri yazarken bulursunuz. "First Draft" aşamasını bitirdikten sonra üzerinden tekrar tekrar geçersiniz. Gözünüze çarpan en ufak hata bile sizi uykusuz bırakacak kadar cani olabilir. Her şey bittiğinde ise senaryonuzu zarflayıp koyarsınız bir köşeye. İşte bu anlattığım film yazma süreci (hakkını vererek çalışanlar için söylüyorum) yaklaşık 2,5-3 ayınızı alır. Şimdi düşünün... Bu 2-3 aylık süre zarfında kaç bölüm dizi yazılabilir? Matematiğim pek kuvvetli olmasa da 12 haftalık bir zaman dilimi hesapladım. Bu da 12 bölüm demek oluyor. Film ile dizi arasındaki kalite farkı bir bakıma bu kerteden sonra anlaşılabilir. Bu sıraladığım olgular neden filmin daha kalıcı olduğunun resmidir diye düşünüyorum. Ama dizi yazmanın film yazmaktan daha eğlenceli olduğunu söylemeden edemeyeceğim. O telaş, o koşuşturma, o yorgunluk eğer yaptığınız iş bir de tutarsa sizin için büyük bir enerji kaynağına dönüşüyor. Neyse... Lafı dönüp dolaştırmadan Türkiye'de dizi çalışmalarına yavaş yavaş geçmek istiyorum. Önümüzde çooook uzun bir yol var... Ne diyelim..
Gazamız mübarek olsun...

Hiç yorum yok: